23.10.2019 - 18:50
Futbolu Seviyoruz Ama Ödeyemiyoruz
Milliyet Gazetesi yazarlarından Sina Koloğlu, dünya genelindeki spor yayıncılığı pazarı ile Türkiye'yi karşılaştırdığı yazısında, Türkiye'de herkesin futbolu sevdiğini ancak bu sevginin ödeme sahasına yansımadığını belirtti.
Koloğlu, dünya televizyonlarında spor yayın haklarının 38 milyar Dolar seviyesine ulaştığını ve bu rakamın bütün içeriğin dörtte birine tekabül ettiğini ifade etti. Avrupa'nın beş büyük ülkesinde spor yayıncılığına olan harcamaların iki katına çıktığını belirten Koloğlu, televizyon kanallarının bütsesinin 3'te 1'ini spor yayınlarına harcadığına dikkat çekti.
Türkiye'deki yayıncılık pazarının durumuna da değinen Koloğlu, Türkiye'de izleyicinin para verip spor karşılaşması izlemediğini, korsan yayınların alıp başını gittiğini söyledi. Bein Sports'un abone sayısının 2 milyon 607 bin olduğunu ifade eden Koloğlu, sayının artacağına azaldığını ve futbolun da bir gün sahipsiz kalırsa şaşırmayacağını vurguladı.
"Onlarda değerli peki ya bizde?" başlıklı yazının tamamı şöyle:
Onlarda değerli peki ya bizde?
Televizyondaki spor yayınları hakları 38 milyar dolar’a ulaşmış. TV içeriği olarak baktığımızda ise, dördüncü önemli harcama kalemi olmuş durumda... En fazla harcama ABD’de 19 milyar dolar. Avrupa’nın beş büyüğü İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya ve Almanya’da, beş yıl öncesine göre spor yayıncılığına harcama iki katına çıkmış. Şöyle diyelim, açık ya da paralı kanalların canlı yayınlara yaptıkları harcamalar toplam bütçenin üçte biri... Televizyondaki spor yayınları hakları 38 milyar dolar’a ulaşmış. TV içeriği olarak baktığımızda ise, dördüncü önemli harcama kalemi olmuş durumda... En fazla harcama ABD’de 19 milyar dolar. Avrupa’nın beş büyüğü İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya ve Almanya’da, beş yıl öncesine göre spor yayıncılığına harcama iki katına çıkmış. Şöyle diyelim, açık ya da paralı kanalların canlı yayınlara yaptıkları harcamalar toplam bütçenin üçte biri...
Özel TV’lerde aslan payı
Mesela İngiliz Sky ya da İspanyol Movistar, yani özel kanalların, spor yayınlarına yaptıkları harcama toplam Avrupa harcamasının yüzde 60 oranındaymış. Kamu televizyonlarında oran daha düşük. Bütçelerinin yüzde 10’u, spor karşılaşmaları yayınlarına harcanıyor. ITV İngiliz ya da RTL Alman kanalları, bütçelerinin ortalama yüzde 25’ini spor karşılaşmalarının yayınına harcıyor.
Futbolu seviyoruz ama ödeyemiyoruz!
Bizde özetle durum şu: İzleyici para verip spor karşılaşması izlemiyor. Bir de çeşitlilik yok. Örneğin, SBS (Avustralya) uluslararası büyük bisiklet yarışlarının yayınlama hakkını almış. Onların içinde Türkiye Turu 2020’de var. Nisan ayında gerçekleşecek. Acaba biz kendimiz bu değeri veriyor muyuz? Kaç kişi bu turu izliyor? beIN SPORTS kanalının abone sayısı 2 milyon 607 bin. Sayı artacağına azalıyor. Bugün ne konuşuluyor? Katarlılar; ‘Dolar kuru yüksek benim anlaşma yaptığım parayı kulüplere ödeyemem’ diyor. Kulüpler ne diyor? ‘Bizim tek gelir kapımız yayın geliri giderek azalıyor, bunu kabul etmeyiz.’ Öte yandan korsan izleme alıp başını gitmiş diyebiliriz. TRT, spor yayıncılığına yatırım yapıyor ve elden geldiğince çeşitlilik arz ediyor yayınları.
Yukarıdaki özel televizyonların ulaştığı rakama bizdekilerin kıyısından geçtiğini söyleyemeyiz. Özel televizyon eşittir dizi kanalı bizde. Formula 1 izleyicisi var ve platformlarda izleniyor. Ama bu rakamların yukarıdaki örneklerin yanına yaklaşması mümkün değil. Abone sayısının beklenenin altında olduğu bir paralı yayın, açık ve özel televizyon kanallarının spor yayıncılığıyla mesafesinin giderek artığı bir televizyon pazarında doğrusu umutlu olmak pek mümkün değil.
Futbol bile bir gün ‘sahipsiz’ kalırsa hiç şaşırmam!
Kaynak: Milliyet