İsmail Şenol, Sosyal Medya Fanatizmine İsyan Etti

18.05.2019 - 19:34

İsmail Şenol, Sosyal Medya Fanatizmine İsyan Etti

Ekranların sevilen spikerlerinden İsmail Şenol, sosyal medyadaki kulüp fanatizmi ve bağnazlığına tepki gösterdi.

Türk basketbolu adına tarihi günleri yaşadığımız ve THY Euroleague Final Four organizasyonunda iki takım ile temsil edildiğimiz dönemde, yayıncı kuruluş beIN Sports spikerlerinden İsmail Şenol, Fenerbahçe Beko ile Anadolu Efes'in karşı karşıya geldiği yarı final maçının anlatımıyla alakalı olarak sosyal medyadan gelen yorumlar için adeta isyan etti. Şahsi Twitter hesabından uzunca bir açıklama yayınlayan Şenol, bilhassa derbi maçlarının anlatımı esnasında hiç kimseye yaranmanın mümkün olmadığını, sosyal medyada "bizden değilsen düşmansın" anlayışının hakim olduğunu söyledi.

Şenol, bütün gayesinin fanatikliği bir kenara bırakıp, oyundan keyif alan bir kitle oluşturmak olduğunu ve bunun için çalışmaya devam edeceğini belirtti.

İsmail Şenol'un yaptığı beyanatın tamamı şöyle:

Ülkemizdeki spor kültürü taraf olmak ve düşmana karşı savaşmak üzerine kurulu olduğundan, bilhassa derbi maçları, hakem veya spiker gibi işi tarafsızlık üzerine kurulmuş kişilerin kimseye yaranamamasıyla sonuçlanıyor. Çünkü bizden değilsen, düşmansın.

Twitter çok ilginç bir yer. Daha iki hafta kadar önce, Efes - Barcelona serisinin beşinci maçı sonrası çoğunlukla Fenerbahçe taraftarının tepkisi vardı. Genel yorumlar, Efesli olmam ya da Ergin Ataman’ı övmem üzerine kuruluydu.

Dün. İki Türk takımının maçı, elbette ikisiyle de gurur duyuyorum ve oyuna konsantreyim. Eline desibel ölçer alıp tepki karşılaştıran mı ararsın, “izlemedim ama onu biliriz” diyen mi dersin, çeşit çeşit tepki oluyor. Bu yaptığım işin doğal sonucu, şikayet değil, şükrediyorum.

Geçen seneden bu yana sosyal medya ekibimizle birlikte, tıpkı NBA’deki gibi maç esnasında anlık görüntü paylaşımı yapıyoruz. Bunun birçok başka yere yansıması oldu ve açıkçası işlerin gelişmesinden mutlu oluyoruz.

 

Dün gece Larkin’in 40 verimliliğe çıktığı an da paylaşılmış. Bitime 03:30 kala, 18 sayı fark. Fenerbahçe bench’i arkasında bir taraftar, ayağını işaret ederek Lauvergne’e bir şeyler söyledi. O da sinirlenip, koltuk değnekleriyle ayağa kalkıp tribüne cevap vermeye gitti.

Araya Datome ve Egehan girip Lauvergne’i sakinleştirdi. Tribünün büyük bir kısmı da, o seyirciye tepki gösterdi, sözlü atışmalar oldu. Hatta güvenlik görevlileri olay yerine geldi.

O olayın haber değeri, farktan dolayı kazananı belli maçın aksiyonundan daha fazlaydı benim için. Salonda maç anlatıyorsanız, izleyiciye orada olmanın farkını yaratmalısınız. Anlatımda “Larkin’in üçlüğüne coşku vermedi” şikayeti de bundan. (İlgili videoyu izlemek için tıklayın)

Kaldı ki, üçüncü çeyreğin sonunda başka bir pozisyonda Larkin’in performansı üzerine verdiğim tepkiden de, salonda olup bitene ne kadar odaklandığım, ya da bir kişiye/takıma “garezim” olmadığı anlaşılabilir. (İlgili videoyu izlemek için tıklayın)

Bizim işimiz basketbol. Esas amacımız, insanları hakem odaklı konuşmalardan çok basketbol odaklı konuşmalara yöneltmekti. Bunda iyi bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum. Sonraki amacımız da, fanatikliği bir kenara bırakıp oyundan keyif almasını sağlamaya çalışmak. Deneyeceğiz.

Ben beş sene üst üste Final Four’a kalan Fenerbahçe’yle de, müzesine inşallah bir de Euroleague kupası koyacak Efes’le de fazlasıyla gurur duyuyorum. Başarıları yokken de salondaydım, yarın bir gün düşüş yaşarlarsa da orada olacağım. Sizi de beklerim, basketbol çok güzel.